Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Nazlı Ahmadova, viral enfeksiyonun bir türü olan el, ayak ve ağız hastalığının ayrıntılarını anlattı. El, ayak ve ağız hastalığının genellikle kendi kendine iyileşen, ciddi hastalık durumuna yol açmayan bir viral hastalık olduğunu belirten Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Nazlı Ahmadova, hastalığın belirtilerini şöyle sıraladı:
“Hastalığın en tipik belirtileri ateş, boğaz ağrısı, iştahsızlık, halsizlik bulguları ile birlikte ağız içinde ve ağız etrafında, avuç içi ve ayak altında görülen döküntüler ile tanımlanan bir klinik tablodur. Döküntüler kırmızı, yuvarlak yaralar şeklinde olabileceği gibi bazen içi sıvı dolu olarak da görülebilmektedir. Burun ve boğaz örnekleri döküntü içindeki sıvı ve dışkı örneklerinden hastalığın laboratuvar tanısını yapmak mümkündür.”
EL YIKAMA ÇOK ÖNEMLİ
Döküntüler ortaya çıktıktan sonra 1 hafta boyunca bulaşıcılık oranının çok yüksek olduğunu söyleyen Ahmadova, “Hastalar 7 ile 10 gün içinde ortaya çıkan tüm bulguların geçmesi ile tamamen iyileşir. Hasta semptomları atlattıktan sonra bile farklı türlerle yeniden enfekte olabilmektedir. Henüz el, ayak ve ağız hastalığına karşı koruma sağlayabilecek bir aşı bulunmamaktadır. Ancak hastanın enfekte eşyalarıyla temasın kesilmesi, temas ettiği eşyaların temizliği ve düzenli el yıkama ile bulaşıcılığı büyük ölçüde önlemek mümkündür” diye konuştu.
“DÜZENLİ BESLENMEK VE DİNLENMEK TEDAVİNİN BİR PARÇASI”
Hastalığın genellikle hafif semptomlar ile seyretmesi ve kendi kendine geçmesi nedeniyle tedaviye gerek olmadığını söyleyen Uzm. Dr. Ahmadova, “Düzenli beslenmek ve dinlenmek tedavinin bir parçasıdır. Viral enfeksiyon olduğu için hastalığın genel tedavisi semptomlara yöneliktir” dedi.
Dr. Nazlı Ahmadova ebeveynlere evde tedavi yöntemlerini anlatarak şu bilgileri verdi:
“Hastalarda, mevcut semptomları azaltmak için ağrı kesici ve ateş düşürücülerin kullanımı, boğaz ağrısını hafifletmek için gargara ve spreylerin kullanımı tavsiye edilmektedir. Bulundukları ortamları iyi havalandırmalı ve kalabalık ortamlarda kalmamaları hem bulaşıcılığı azalttığından hem de semptomların şiddetlenip ikincil enfeksiyonlarla enfekte olmalarını önlediğinden tavsiye edilmektedir. İçi sıvı dolu döküntülerin sıkılmaması ve döküntülerin üzerine merhem sürülmemesi tavsiye edilmektedir. Herhangi ilaç kullanımında ister döküntü üzerine ister ağızdan alınan ilaçları doktor tavsiyesi olmadan kullanmamaları tavsiye edilmektedir.”
