Futbolumuzda akıl dışı olaylar ve sarsıntılar yaşanıyor. O sarsıntılardan en önemlisi, en yıkıcı ve tahrip edici olanı “akıl dışı” kararlar…Hemen her gelişmede akıl, bayrağını havaya kaldırıyor. Haydi buna ofsayt diyelim… Ve bir de inanılmaz ”güven kaybı” var.
Galatasaray-Antalyaspor maçında Tete’nin rakip oyuncu müdahalesiyle yere düştüğü pozisyon için Abdulkadir Bitigen “penaltı” kararı vermiyor. VAR hakemi Özgür Yankaya’nın davetiyle pozisyonu ekranda izliyor ve bu kez “penaltı” diyor. Hugh Dallas’a göre bu “küçük temas” penaltı için yeterli değil. Oyunun devam etmesi gerekiyor. Dallas bir hafta sonraki “zoom” toplantısında “Bu pozisyonun hala penaltı olduğunu düşünüyor musun?” diye soruyor. Hayır, Bitigen o kararın bir hata olduğunu kabul ediyor. VAR hakemi Yankaya da karar anında hangi ruh hali içinde olduğunu bilemediğini anlatarak hatayı kabul ediyor.
‘TÜYLER ÜRPERTİCİ DEHŞET SAHNELERİ’
Trabzonspor-Fenerbahçe maçında yaşananlar da tüyler ürpertici dehşet sahneleriyle dolu. Hakem Halil Umut Meler’in maçı tatil etmemesi tartışılıyor. Livakovic’in kan akıtan “yabancı madde” saldırısına karşı “kendimi güvende hissetmiyorum” demesi, o maçın otomatikman tatil edilmesine neden olacaktı. Hırvat kaleci bunu yapmıyor. Halil Umut Meler, yine de maçı tatil edebilecek farklı saldırı biçimlerini gördüğü halde “devam” ettiriyor. Bu konuda UEFA’da da kabul gören anlayış, “can güvenliğinin daha büyük tehditlerle karşı karşıya kalmaması için devam” kararını onaylıyor. Sonrasında şiddete karşı disiplin cezalarının daha da sertleştiği bildiriliyor.
Unutmak istediğimiz maçta kalın bir dosyayı oluşturacak çok sayıda hata var. Kesin gerçek şu: Bu lig kimseye güven vermiyor. Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’un Trabzonspor maçından önce dile getirdiği “ligden çekilme” açıklaması işte yeni örneklere de dayanıyor.
‘İNANILMAZ ENDÜSTRİYEL KAYIPLAR OLUR’
2 Nisan’da genel kurul toplanacak. Fenerbahçeli üyeler başkana çekilme yetkisi vermeyi tartışacak. Diyelim ki Başkan yetkiyi aldı ve takımın ligden düşme sürecini başlattı. Tartışılamayacak durumlar ortaya çıkabilir: En yakın rakibi Galatasaray dahil, hiçbir kulüp “Fenerbahçesiz lig”i kabul etmez. İnanılmaz endüstriyel kayıplar olur: Yayıncı kuruluş mücbir sebeplere dayanarak belirlenen yayın ücretinde önemli oranda kesintiler yapabilir. Tüm kulüplerde sponsor gelirleri düşer. Maç günü gelirleri, Tv’de reklam kuşakları zayıflar. En önemlisi böyle bir lig kimseye heyecan vermez. Fenerbahçe için zor bir karar bu. Rakipleri (ve paydaşları) için daha da zor. O nedenle oyunu hep birlikte durdurup akıl çizgisine çekilmekte yarar var.
Erden Timur…
Galatasaray yöneticisi, iletişim fakültelerinden yardım istiyor. Şampiyonluk rekabetini etkileyen iletişim hatalarının, iletişim kazalarının analizini talep ediyor. Cesur davranma çağrısında bulunuyor. Dinlediğinizde iddialı ve tartışmalı sorunlar da işaretleniyor.
Kanımca ortamın normalleşmesi için yapılacak daha kestirme bir yol da var: Doğrudan iletişim. İki kulüp yöneticileri sık sık bir araya gelip bazı konularda konsensüsü (uzlaşma) sağlayabilirler. Denemekte yarar var. En azından yüz yüze gelip birbirlerine göz temasıyla bakarlar!